Türkiye ile Yunanistan arasında 98 yıl önce gerçekleştirilen nüfus mübadelesinde yaşananlar, bugün birçoğu hayatta olmayan mübadillerin yakınları tarafından yeni kuşaklara aktarılıyor.
Konuyla yapılan bilgilendirmede "Gemilerde insanların gözünün yaşına bakılmadı, hasta da olsa 'sonra gitsin' ya da 'kalsın' denmemiştir ya da hamileye 'beklesin' denmemiştir, zorla bindirilmişlerdi. Zaten binmeseler daha büyük tehlikeli vardı. Yollarda vefat edenler oldu. Güzel olaylar da oldu gemide. Gemiye binen bir hamile mübadil, doğumu vapurda yaptı. Kemal Kurul adında bir mübadil vapurda dünya geldi. Hüviyetinin doğum yeri kısmında 'Vapurda' yazardı" sözleri ile mübadeleye ilişkin hatırları paylaştı.
Selanik Ve Girit'ten Kalkan Gemilerin 6-10 Gün Süren Yolculuklar Sonrasında İzmir'e Ulaşabilmişti.
Türkiye ve Yunanistan arasında, 30 Ocak 1923'te imzalanan sözleşme uyarınca gerçekleştirilen nüfus mübadelesinin anıları, 98. yılında tazeliğini koruyor. Yaklaşık bir asır önce yaşanan göçle ana vatana dönen mübadillerin pek çoğu bugün hayatta olmasa da geride bıraktıkları anılar ve fotoğraflar çocuklara, torunlara aktarılıyor. Yunanistan'da güvenle yaşama imkanı kalmayınca mübadele kapsamında Türkiye'ye dönen yüz binlerce kişi Adana, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Samsun ve Tekirdağ'a yerleştirildi.
Gemilerle günler süren zorlu yolculuklar yapan mübadiller, yüzyıllarca yaşadıkları topraklardan yanlarına sadece taşıyabilecekleri kadar eşya alarak ayrıldı. Mübadiller, ana vatanda yeni bir hayata başlarken yaşadıklarını da hafızalarında sakladı.
"Türkleri Balkanlar'da ve Adalarda İstemiyorlardı"
Ailesinin bir bölümü mübadele sözleşmesi kapsamında Girit'ten İzmir'e gelen Uluslararası Giritliler ve Mübadiller Federasyonu Genel Başkanı Zafer Yusuf Güzelkasap, mübadele yıllarında yaşananları anlattı. Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından Yunanistan'daki Türklerin huzur ve güven içinde yaşamlarını sürdürme şanslarının kalmadığını dile getiren Güzelkasap, o dönemde soydaşlara baskının arttığını, çok sayıda Türk'ün öldürüldüğünü, bu nedenle göçmek zorunda kalındığını ifade etti. Güzelkasap, "Evladı Fatihan" ve "akıncı torunu" dediği mübadillerin birçoğunun bugün yaşamadığını ancak onların anlattıklarının nesilden nesle aktarıldığını belirterek "Türkleri Balkanlar'da ve adalarda istemiyorlardı. Bunun için ellerinden geleni, en şiddetli şekilde yaptılar. Balkan Harbi'yle beraber orada sorunlar başlamıştı ama önce mücadele edildi. Saldırıları püskürttüler ama sonunda çok artınca dönmek zorunda kaldılar. Benim ailemin de bir tarafı 1900'lülerin başında göçmen olarak gelmiştir, kendi rızasıyla kaçmak zorunda kalmıştır. Kaçamayanlar, imkanları olmayanlar mübadelede devlet tarafından getirilmiştir." diye konuştu.