HAYAL KIRIKLIĞI!20 Mayıs 2016, 21:39 Hayallerimiz gerçekleşmeyi ister ve bekleriz, ya gerçekleşmezse; işte o zaman hayal kırıklıkları ve deprasif davranışlar ile çevredekilerde kusur ve hata aramaya başlar kendimiz dışında herkesi suçlarız. Sadece insana özgü bir özellik olan ve tüm insanların ortak özelliklerinden birisi de ‘hayal kurmak’ tır. Hepimiz küçük veya büyük hayaller kurar ve o hayallerin peşinden gider, onların gerçekleşmesini isteriz. Hayallerimiz çoğunlukla doğrudan bizimle ilgilidir; örneğin: Ünlü bir ressam olmak gibi, veya bazen de dolaylı olarak bizimle ilgili olabilir; örneğin: yönetici olmak ve yönettiklerimizle muazzam işler yapmak. Bir insan ömrü boyunca binlerce hatta milyonlarca küçük veya büyük hayal kurabilir. Hayal kurmak bedelsizdir. Sınırlarını da biz belirleriz; ister mütevazı ve kanaatkar olabilir hayalimiz, isterse uçuk kaçık, ulaşılması zor veya abartılı. Hayal kurmayı veya boyutunu yasaklayan bir yasa yoktur ülkelerin hukukunda (Yani benim bildiğim kadarıyla! Yoksa var mı?!), özgürce kurabiliriz hayallerimizi. İstersek bunları başkalarıyla da paylaşır ve bazen onları da dahil ederiz hayalimize. Yani kısacası hayal kurmak gereklidir, güzeldir, eğlencelidir ve kolaydır. Fakat gerçekler kurduğumuz hayallerin çok dışında kalabiliyor. O zaman başarısızlıklarımız gün yüzüne çıkıyor, işte o zaman insanlar sizi beceriksiz, yeteneksiz, işten anlamaz bir insan şekline büründürüverir. Hayallerin bittiği yerde gerçeklerle karşılamanın sonuçları pisikopat, şizofren bir kişilik yaratmaya başlar insanda. Başarısızlıkların çoğu sen kaynaklıyken, sen her başarısız hamleni çevrende seninle işbirliği içinde olanlara yükler, sürekli onları suçlarsın. Dün senin için harika olan insanlar, hayal kırıklığı sonrası birer hain ve işe yaramaz durumuna düşüverir. Ancak bununla birlikte ‘hayal kırıklığı’ dediğimiz bir duygusal yaşantımız da vardır yine insana özgü. Hayal kırıklığı acı verir, üzüntü verir ve bizi mutsuz eder. Gerçekten gerçekleşeceğine inandığımız ve bu konuda belli bir çaba harcadığımız hayallerimiz gerçekleşmediğinde bu duyguyu yaşarız. Hatta bazen bu duygu bizi bir ruhsal çöküntüye (depresyon) veya öfkeli ve saldırgan (agresyon) olmaya götürebilir. Durumu kabullenmekte zorlanabilir, bazılarımız sonucu değiştirmek için kural dışı davranışlar sergileyebiliriz. Hayal kırıklığı da hayal kurmak gibi normal, gerekli ve kaçınılmazdır, ancak eğlenceli değildir ve katlanmak zordur. Bazen Hayaller Paris, gerçekler Mudanya oluverir. Elini uzattığın kurumaya başlar, yüzüne güldüğün arkandan her türlü entrika çevirip kuyunu kazmaya başlar. Bir yerde bu ihtiras ve üstün başarı gayretlerinin tükenip iktidarı sona eren kralın arkasındaki Brütüslerin artması gibi.
Bence hayallerimiz kurarken çok büyük hayaller kurup, Şah yada Padişah yapacak hayaller yerine olabildiğince de rasyonel (akılcı) ve realist (gerçekçi) olmaya çalışmak. Hayallerimizin gerçekleşmesinin bizim yetenek ve olanaklarımızın dahilinde olmasına, sürecin planlanabilir ve pratize edilebilir olmasına, bunun için ortalama bir motivasyonla sistemli bir çalışma yapabilecek olmamıza özen göstermek. Bu hayallerimizi kurarken bize yardımcı olacak, bizi yalancı tahterevanlara taşıyacakları değil, Onları özgürce ve sınırsızca kuralım, hayal kırıklığından korkmadan, çok ince hesaplar yapmadan ve onların peşinden cesurca koşabilelim. Çevremizdekileri yok saymadan, yeri gelince el uzatıp onların elinden tutarak. Yoksa kurduğumuz hayallerimizi elimizden aldıklarında her şey çok geç olabilir. Bu haber 3166 defa okunmuştur.
|
HAVA DURUMUNÖBETÇİ ECZANE
|